Prof.Dr. Haldun OĞUZ - www.drhaldunoguz.com - 0 312 284 28 88 - 0 531 431 06 94 - Ankara
11 Kasım 2016
09 Kasım 2016
23 Ekim 2016
Boyunda Şişlik Neden Ortaya Çıkar?
Çocukluk çağında boyun şişliklerine çok sık rastlanır. Bu şişlikler boyunda orta hatta ya da yanlarda, alt çene kemiğinin hemen altında, kulağın önünde ya da arkasında, bir ya da birden fazla sayıda olabilir. Çocukluk çağında görülen şişliklerin en sık nedeni inflamasyon yani iltihaplanma ile giden başta üst solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere bağışıklık sistemi ya da üst solunum ve sindirim sistemi ile ilişkili değişik hastalıktır.
Çocukluk çağında, anne karnında gelişimin belirli bir aşamasında bazı dokuların gelişmesinin duraklaması ya da yanlış şekilde gelişmesi sonucu oluşan hastalıklar da boyunda şişlikler ya da kitle ile kendisini belli edebilir. Bu tür gelişimsel problemler sadece çocukluk çağında görülmemekle birlikte, en sık görüldüğü yaş grubu çocukluk çağıdır. Gelişimsel patolojiler, boyut olarak milimetrik bir kitleden nerede ise tüm boyunu kaplayacak kadar büyük düzeye ulaşabilir. En sık görülen gelişimsel patolojiler arasında tiroid bezi gelişimi ile ilişkili tiroglossal kanal kisti, baş boyun ve göğüs bölgesi yapılarının gelişimi ile ilişkili brankial anormallikler, bağışıklık sistemi ve akkan yapıları ile ilişkili lenfanjiyomlar gibi çok değişik örnekler sayılabilir.
Genç erişkin çağda en sık görülen boyun kitleleri de aynen çocukluk çağında olduğu gibi enfeksiyonlara bağlı bağışıklık sisteminin bir parçası olan lenf nodu adı verilen yapıların büyümesinden (bu duruma lenfadenopati adı verilir) kaynaklanır. Lenfadenopati, aynada bireyin kendisinin ya da bir yakınının fark ettiği bir boyun şişliği şeklinde, veya yutkunurken ağrı, el ile dokunulduğunda acıma, bulunduğu bölgede kızarıklık ve ısı artışı, lenf nodunun üzerindeki cilde akıntı olması ya da genel olarak bireyin vücut ısısının artması ve halsizlik gibi şikayetlere yol açabilir. Lenf nodu büyümesi günlük hayatta sık karşılaşılan bir viral enfeksiyona ikincil olabileceği gibi, daha ciddi örneğin tüberküloz gibi vücudun diğer bölgelerini de etkileyen daha özgün bir enfeksiyonun ilk belirtilerinden de olabilir.
İleri yaşlardaki erişkinlerde yine iyi huylu şişlikler kötü huylu olanlara göre çok daha sık olarak görülür, ancak oransal olarak kötü huylu nedenlere bağlı boyun şişlikleri diğer yaş gruplarından fazladır. Ağız çevresinde yerleşmiş tükürük bezlerine ait patolojiler (taş, tükürük bezinin büyümesi, tükürük bezi dokusundan kaynaklanan iyi ya da kötü huylu tümöral hastalıklar gibi) de baş ve boyun bölgesinde şişlikle ortaya çıkabilir.
Doktora ne zaman başvurulmalıdır? Tanı nasıl koyulur?
Baş ve boyun bölgesinde şişlik fark eden her yaşta birey öncelikle bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları – Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı’na başvurmalıdır. Kulak Burun Boğaz Uzmanı yapacağı kapsamlı kulak, burun, boğaz ve tam bir baş boyun muayenesinin ardından (bu muayene hastanın gereksinimleri doğrultusunda genellikle geniz, yutak, gırtlak ve yemek borusu girişinin endoskopik olarak muayenesini de kapsar) gerekli bilgileri hastaya verecektir. Enfeksiyöz, inflamatuar bir rahatsızlık düşünülen hastaların ilaç tedavisine başlanması ve takibe alınması yeterli olabilir. Bazı hastalarda herhangi bir tedaviye başlanmadan önce ayırıcı tanı yapılması, patolojinin nesnel olarak daha iyi ortaya koyulması gibi nedenlerle değişik radyolojik incelemeler (ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme gibi) gerekli olabilir. Bazı hastalar için nükleer tıp yöntemleri (sintigrafi gibi) ya da dokunun patolojik incelemesi için örnek alınması (ince iğne aspirasyon biyopsisi ya da dokudan doğrudan parça alınarak) gerekebilir.
Boyun kitlelerin tedavisinde cerrahinin yeri nedir? Ne zaman ameliyata ihtiyaç duyulur?
Yukarıda da arz ettiğim üzere, baş boyun kitlelerinin çok büyük bir çoğunluğu enfeksiyonlara ya da diğer iltihaplanma durumlarına ikincil olarak oluşur. Bu tür kitlelerin medikal yani ilaçlar kullanılarak tedavisi genellikle çok başarılıdır. Doğru ilaçların uygun süre ve dozda kullanılması bir gerekliliktir. Ancak, ilaç tedavisinden fayda görmeyen enfeksiyöz – inflamatuar hastalıklar ile baş boyun bölgesinde yer alan yapıların iyi ya da kötü tümöral hastalıkları gibi birincil tedavisi cerrahi olan durumlarda cerrahi tedavi çok başarılı olarak uygulanabilen bir seçenektir. Cerrahi tedavi sayesinde çıkarılan örnekler patolojik olarak da incelenebilir ve hastanın ihtiyaç duyabileceği diğer tedavi yöntemlerinin (radyoterapi ya da kemoterapi gibi) planlaması yapılabilir.
KISACA…
- Baş ve boyun bölgesine ait şişlikler her yaş grubunda görülebilir.
- Hastaların bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı tarafından detaylı olarak değerlendirmesi uygun olacaktır.
- Tedavi yöntemleri olarak genellikle ilaç tedavileri, gereken hastalarda ise cerrahi tedaviler kullanılmaktadır.
+90 312 284 28 88
#ankarakbb.info , #yutmatedavisi.com, #cocukkulakburunbogaz.com
Facebook: https://www.facebook.com/ankarakbb
Instagram: https://www.instagram.com/haldunoguz/
Blog: haldunoguz.wordpress.com
20 Ağustos 2016
08 Ağustos 2016
DIŞ KULAK YOLU İLTİHABI - YÜZÜCÜ KULAĞI - YAZ KULAĞI - KULAK MANTARI
Dış kulak yolu iltihabı [DKYİ] (Otitis eksterna [OE]),
kulağımızın üç bölümünden en dış kısmını oluşturan dış kulak kanalı ve/veya
kulak kepçesinin enfeksiyöz veya inflamatuar bir hastalığıdır.
En sık şikayet kulak ağrısı, kulak ve çevresinde hassasiyet,
dokunmakla ağrının artması, kulakta tıkanıklık ve basınç hissi, dolgunluk ve
işitmede azalmadır.
Her yaş grubundan bireyde görülebilir. Su ile daha fazla
temas edilen yaz aylarında ve yüzücülerde daha sıklıkla rastlanır.
Altı alt tipi mevcuttur:
- Kısa süreli, yaygın DKYİ (Akut diffüz OE): En sık görülen şeklidir.
- Kısa süreli, lokalize DKYİ (Fronkül): Genellikle bir kıl kökü iltihabı şeklindedir.
- Uzun süreli DKYİ (Kronik OE): 6 haftadan uzun süren DKYİ olarak tanımlanabilir.
- Egzema ile birlikte olan DKYİ: Değişik bir çok cilt hastalığı ile birlikte görülebilir. Sedef, alerjik dermatit, lupus bunlardan bazılarıdır.
- Kulak mantarı: Candida ve Aspergillus gibi patolojik mantarların dış kulak yolunda bulunması ile görülür.
- Nekrotizan (Malign) DKYİ: Daha çok bağışıklık sistemi sorunu olan şeker hastaları ya da AIDS hastaları gibi hastalarda görülen nadir ancak çok ağır seyreden DKY ve çevre dokuların iltihabi hastalığıdır.
Hastalığın tanısı kulağın otoskopik ve endoskopik muayenesi
ile koyulur. Tedavisi hangi tip olduğuna göre; hem dış kulak yoluna uygulanan,
hem de ağız yolu ya da kas içi / damar içi uygulanan ilaçlar ile yapılabilir.
30 Haziran 2016
Ses teli felcine bağlı şikayetlerin tedavisinde enjeksiyon laringoplasti
Ses teli felci olan bireylerin tedavisinde kullanılan yöntemlerden birisi enjeksiyon laringoplastidir. Bu yöntem sayesinde hareket etmeyen ses telinin normal fonksiyon gören tele yaklaştırılması hedeflenir. Bu sayede ses teli düzeyinde yeterli kapanma sağlanarak hem ses kalitesinde bir düzelme, hem de hava yolunun korunması (içilen ya da yenilen gıdaların soluk borusuna kaçmasının önlenmesi) açısından değerli sonuçlar alınır.
Etiketler:
cerrahi,
enjeksiyon,
hyaluronik asit,
kalsiyum hidroksiapatit,
laringoplasti,
larinks,
mikrocerrahi,
paralizi,
ses,
ses hastalıkları,
ses kıvrımı,
ses teli,
ses terapisi,
surgery,
tiroidektomi,
tiroplasti,
voice
25 Mayıs 2016
Balgam Söktürücü İlaçlar ve Ses Kalitesi Üzerine Etkisi
Normal ses fizyolojisi için, solunum sistemi
salgılarının akışkanlığının optimum düzeyde olması ve ses telleri üzerindeki
yüzey geriliminin normal olması birer gerekliliktir. Salgıların uygun
akışkanlıkta olmaması ya da başka bir deyişle koyu olmasının en sık nedenleri yetersiz
sıvı alımı (dehidratasyon), enfeksiyonlar ve antihistaminler gibi bazı
ilaçların uygunsuz kullanımıdır. Dehidratasyonun kaynağı; yetersiz sıvı alımı, ağır
fiziksel aktiviteler nedeniyle aşırı sıvı kaybı, ya da klimalı alanlarda
çalışmak ve nemi düşük bölgelerde yaşamak gibi çevresel faktörler olabilir.
Solunum yollarındaki sıvıların akışkanlığının düzeyi, doğrudan vücuttaki mevcut
su düzeyi ile ilgilidir. Balgam söktürücü (salgıları akışkan hale getirici / ekspektoran
- mukolitik) ilaçlar da dahil olmak üzere hiçbir ilaç tedavisi yeterince sıvı
almanın yerini tutmaz. Ancak, bu ilaçlar kullanılarak dehidratasyonun
etkilerinin daha hızlı ortadan kaldırılması, antihistaminler gibi ilaçların
etkilerinin dengelenmesi hedeflenebilir. Geniz akıntısından, boğazda bir şey
yapışıp kalıyormuş hissinden yakınan ya da boğazına bir şey takılmış ve güç
yutabiliyormuş gibi hisseden bireylerin çoğunda neden salgıların artmış olması
değil, olması gerekenden daha az akışkan olmasıdır. Koyu salgılardan, geniz
akıntısından, sık boğaz temizleme şikayetinden yakınan bireylerde ideal tedavi
birleşimi sıvı alımının arttırılması ve salgıları incelten ilaçların birlikte
kullanılması olabilir.
Daha fazla bilgi için: www.haldunoguz.com – 0 312 284 28 88
22 Mayıs 2016
ALERJİ İLAÇLARININ VE DOĞRU MİKTARDA SIVI ALIMININ SES KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ
Antihistaminler, alerji tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Tüm antihistaminlerin
az ya da çok üst solunum yolu salgılarını azaltıcı, kurutucu bir etkisi
mevcuttur. Bu etki kullanılan ilaçlar ve bireyin o ilaca cevabına göre
değişiklik gösterebilir. Bunun yanı sıra, özellikle üst solunum yolları
enfeksiyonlarının tedavisi sırasında genellikle sempatomimetik ya da parasempatolitik
adı verilen, ve yine salgıları azaltan ya da daha koyu hale getiren ilaçlar ile
bir arada kullanılırlar. Bu nedenle ses tellerinin birbiri ile temas eden
yüzeylerinde nemlilik azalır, bazen bu durum kuru bir öksürüğe dahi sebep olur.
Bu kuru öksürük, ses telleri açısından, bazen alerjinin kendisinden daha zarar
verici olabilir. Mukoza salgılarının uygun miktar ve kıvamda olması, ses
tellerinin birbirine temas eden titreşim yüzeylerinin rahatça hareket
edebilmesi için çok önemlidir. Ses telleri ve sesi oluşturan tüm yüzeylerin
doğru şekilde nemlenmesi – kaygan hale gelmesi, yeterli miktarda sıvı alınması
ve seröz - musinöz salgıların doğru dengesi ile sağlanır. Özellikle sesini
profesyonel olarak kullanan bireylerde salgıların koyu hale gelmesi ses
kalitesini çok olumsuz yönde etkileyebilir. Koyu larinks (gırtlak) salgılarını
gösteren bir videoyu ekte görebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için: https://www.facebook.com/ankarakbb
Etiketler:
ALLERJİ,
ear nose throat,
endoscopy,
erişkin,
globus,
ses,
SES HASTALIKLARI,
ses kıvrımı,
ses teli,
vocal cord,
vocal fold,
voice box
29 Nisan 2016
SES OLUŞUMU: ANATOMİ VE FİZYOLOJİ

Ses oluşumu, anatomi ve fizyolojisi, hastalıkları ve ilişkili diğer konular hakkındaki tüm sunumlarıma aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
https://haldunoguz.wordpress.com/sunumlar-ders-notlari/
Prof.Dr. Hâldun OĞUZ
dr@haldunoguz.com
+90 531 431 06 94
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)