BURUN VE PNS HASTALIKLARI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BURUN VE PNS HASTALIKLARI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Şubat 2007

SAĞLIKLI SES İÇİN SAĞLIKLI REZONATÖR 2

Burun problemleri arasında en sık rastlanan durum, septum deviasyonu adı verilen burun kıkırdak ve kemiğinin eğrilikleridir. Burun dışındaki deformiteler daha çok estetik bir problem oluştururken, burun içerisinde eğrilikler fonksiyonel problemlere yol açar. Septum deviasyonunun tek tedavisi cerrahi olarak bu durumun düzeltilmesidir. Bu patolojiye yönelik cerrahi tüm Kulak Burun Boğaz uzmanlarının eğitimi içerisinde öğrendiği ve en sık uyguladığı operasyonlardandır. Daha az farkında olunan ve önemi son yıllarda artan bir başka durum ise alt konka patolojilerdir. Konkalar, burun içerisinde her iki yanda bulunan, burundan alınan havanın akciğerlere gitmeden önce ısıtılmasını, temizlenmesini ve filtre edilmesini sağlayan yapılardır. Ancak bu yapılar, özellikle alt konka, herhangi bir nedenle aşırı büyüdüğü zaman bu koruyucu fizyolojik fonksiyonlarını kaybedip burun tıkanıklığı yapan patolojik bir durum haline gelmektedir. --
Dr. Hâldun OĞUZ
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı

08 Şubat 2007

SAĞLIKLI SES İÇİN SAĞLIKLI REZONATÖR 1

Burun, birçok değişik fonksiyona sahip bir organımız. Önemli fonksiyonları arasında nefes alma ve hayati öneme sahip hava yolunun ilk basamağını oluşturma birinci sırada geliyor. Ayrıca, hayatı bizler için anlamlı kılan koku alma da bir diğer değerli fonksiyonu... Bunların yanı sıra, ses profesyonelleri için önemi büyük olan rezonatör bir organ olma özelliği de burunu ve paranazal sinüsleri ses için önemli bir organ haline getiriyor. Burun ve paranazal sinüslerin rezonatör özelliği sayesinde sesin rengi ve kalitesi çok daha iyi bir seviyeye geliyor. Aslında bu fonksiyon çoğumuz tarafından ciddi bir sinüzit atağı yada ciddi burun tıkanıklığına yol açan başka sorunlar yaşayana kadar pek de fark edilmiyor. Ancak böyle bir durum oluştuğunda önce sanatçının kendisi, ardından da çevresindekiler, ses kalitesinin pek de eskisi gibi olmadığını fark ediyor. --
Dr. Hâldun OĞUZ
drhoguz@gmail.com

04 Ocak 2007

MITOMYCIN C VE FRONTAL RESES CERRAHİSİ

American Journal of Rhinology dergisinin 2006 yılı son sayısında yer alan bir çalışmaya göre frontal resese yönelik girişimde bulunulan kronik sinüzit hastalarında mitomycin C kullanımı ile, restenozun yüksek oranlarda önlenebildiği bildirilmiştir. Bilindiği üzere, mitomycin C'nin etki mekanizması fibroblast proliferasyonunun önlenmesidir. Çalışmanın özetine, bu yazının başlığına tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Dr. Haldun OĞUZ

19 Kasım 2006

GRİP VE GRİP AŞISI


Her yıl kış ayları geldiğinde, grip (influenza) aşısının etkinliği ve gerekliliği tartışma konusu olmaktadır. Bunun nedeni, dünya çapında grip aşısına yönelik izlenen politikalar ile bilimsel çalışmalar sonucu elde edilen verilerin tam olarak örtüşmemesidir.

Dünya çapında en yaygın istatistiklere sahip olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nde her yıl 200.000 kişinin grip ve gribin yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle hastaneye yatırıldığı, bunların 36.000'inin hayatını kaybettiği bildirilmektedir (Thompson WW, JAMA 2004). Ciddi bir grip salgını durumunda toplumun % 5-20'sinin gribe yakalanacağı düşünülmektedir. Grip aşısının uygulanma sıklığı her yıl artmakla birlikte, bu konu ile ilgili değişik bilim adamları çok farklı görüşler öne sürmektedir. Belirli bazı risk grupları içerisinde yer alan kişiler için aşının faydalı olduğu konusunda hemfikir olunsa da, aşının toplumda yaygın olarak uygulanmasının gerekliliği halen tartışmalıdır. British Medical Journal'ın 28 Ekim 2006 tarihli sayısında yayınlanan bir analiz-yorumda grip aşısı etkinliği detaylı olarak tartışılmıştır. Yazının orjinaline aşağıdaki internet bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

http://bmj.bmjjournals.com/cgi/content/short/333/7574/912?etoc

Bizim klinik yaklaşımımız özellikle en riskli gruplar olarak kabul edilen erken dönemde kreşe gitmek zorunda olan çocuklar ile sistemik olarak düşkünlüğe yol açan bir rahatsızlığı bulunan yaşlı ve diğer erişkinlere uygulanması (şeker hastaları gibi) yönündedir.

Ses profesyonelleri için hatırlatmamız gereken en önemli husus, grip gibi üst solunum yolu hastalıkları süresince performansa ara verilmesi ve ses istirahati uygulanması gerekliliğidir. Bu dönemde ses telleri çok hassas olmakta, bu nedenle çok daha kolay zarar görmekte, hatta tedavisi çok güç ses teli içi kanamalar (intrakordal hemoraji) meydana gelebilmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrolü ve Önlenmesi Merkezlerinin (CDCP) grip aşısı önerdiği toplumsal grupları alt satırlarda bulabilirsiniz.

  • 50 yaşın üzerinde olanlar
  • Kronik kalp-damar ve solunum sistemi rahatsızlıkları olanlar (hipertansiyon hariç)
  • Son 12 ay içerisinde diabet ve hemoglobinopati gibi bazı rahatsızlıklar nedeniyle hastanede tedavi almış olanlar
  • Solunum fonksiyonlarını yada solunum yolu sekresyonlarının temizlenmesini güçleştiren patolojileri olanlar
  • Aspirin kullanmakta olan 6 ay – 18 yaş arası çocuklar
  • Influenza (grip) döneminde gebe olanlar
  • 6 ay – 5 yaş arası çocuklar
  • Yukarıdaki riskli grupların bakımını üstlenen kişiler veya aynı ev içerisinde yaşayanlar
  • Sağlık çalışanları
Op.Dr. Haldun OĞUZ
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı

14 Kasım 2006

KOKU ALMA BOZUKLUĞU

Aşırı maruziyet (zehirlenme) yoluyla koku alma bozukluğuna yol açabilen bazı maddeler şunlardır:
Metaller: Kadmiyum, Nikel
İnorganik maddeler: Amonyak, Karbonmonoksid
Organik madeler: Aseton, Benzen, Etil asetat
Tozlar: Çimento, Talaş, Kireç, Matbaa malzemeleri
Asitler, Asfalt, Astar boyaları ve Baharatlar --
Dr. Hâldun OĞUZ
drhoguz@gmail.com

11 Ekim 2006

OLFAKTÖR NÖROBLASTOM

Olfaktör nöroblastom, nadir görülen malign bir nöroektodermal burun tümörüdür. Burun üst kısımında bulunan özelleşmiş nöroepitel hücrelerinden kaynaklanır. Her iki cinsiyette de eşit oranda görülür. İkinci ve altıncı dekatta sık olarak görülmektedir. Hastalığa ait belirtiler özgün olmadığından, sıklıkla geç tanı koyulur. En sık görülen belirti burun tıkanıklığıdır (%70). Diğer sık görülen belirtiler, burun kanaması (%50), ağrı, görme problemleri ve koku alma bozukluğudur. Olfaktör nöroblaston ile ilgili histolojik resimlere aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

02 Eylül 2006

KRONİK SİNÜZİT VE BİOFİLM

Kronik rinosinüzit, sık görülen, rahatsız edici bir klinik antitedir. Bazı kronik rinosinüzit hastalarının medikal yada cerrahi tedaviden fayda görmedikleri bilinmektedir. Bakteriyel biofilmler, 3 boyutlu, özgün özellikleri nedeniyle bakterilerin kendilerinden daha farklı özelliklere sahip olabilen bakteri grubu birikintileridir. Biofimlerin bazılarının yüksek antibiyotik direnci gösterdiği bilinmektedir. Endokardit ve otitis media gibi bazı rahatsızlıklarda daha önce gösterildiği gibi kronik rinosinüzitte de biofilmlerin etkin olabileceği bildirilmektedir. Biofilmlerin davranış şeklinin daha iyi anlaşılması, ileride kronik rinosinüzit tedavisinde gelişmelere olanak sağlayacaktır. 

Annals of Otology, Rhinology & Laryngology 2006;115(9)Suppl 196:35-39.

 

08 Temmuz 2006

BURUN VE SİNÜSLERDE ADENOİD KİSTİK KANSER

Sinonazal bölgenin (burun, sinüsler ve genizi içerisine alan bölge) kötü huylu tümörleri çok nadir görülmektedir. Bu bölgede ikinci sık görülen tümör adenoid kistik kanserdir. Çok nadir görüldüklerinden bu konuda detaylı çalışmalar kısıtlıdır. Laryngoscope dergisinde Haziran 2006'da yayınlanan bir çalışmada bu tanı ile takip edilen 35 hastanın bilgileri geriye dönük olarak taranmıştır. Buna göre hastaların üçte ikisinde tümörün kaynaklandığı bölge maksiller sinüslerdir. Hastaların %70'inde tümör ileri evrede tanı almıştır. Hastaların 5 yıllık yaşam şansı %86'dır. 5 yıl içerisinde hastalığın aynı bölgede tekrarlama riski %30, uzak yayılım gösterme riski %25'tir. Cerrahinin yanı sıra radyoterapi verilmesi tedavi şansının arttırmaktadır. Hastalığın gidişatında en etkili faktör, tanı koyulduğu anda uzak yayılım bulunup bulunmamasıdır.  
Laryngoscope June 06 PNS ACC

 

07 Temmuz 2006

ALLERJİK RİNİT VE ETKİLERİ

Allerjik rinitin görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır. İmmunoglobulin E tarafından oluşturulan hava yolu iltihabı, kendisini allerjik rinit, astım, ya da her ikisinin birlikteliği şeklinde gösterebilmektedir. Üst ve alt hava yollarındaki allerjik iltihap artık tek bir hava yolu hastalığı olarak kabul görmektedir. Astımın diğer hastalıklar ile olan bağlantısı üzerinde sıklıkla durulurken, allerjik rinitin ilişkileri henüz tam olarak ortaya konamamıştır. Allerjik rinitin, rinosinüzit, nazal polip, tekrarlayan viral enfeksiyonlar, adenoid büyümesi (geniz eti), Östaki tüpü fonksiyon bozuklukları, effüzyonlu otitis media (seröz otit ya da kulakta sıvı birikimi) ve larenjit ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu hastalıkların çok değişik uzmanlık dalından hekimler tarafından görülmesi de tanıya yaklaşımda farklılıklara yol açmaktadır. Pratisyen hekimler, çocuk doktorları, göğüs hastalıkları uzmanları, allerji ile ilgilenen hekimler ve KBB uzmanları benzer belirtiler ile başvuran hastalara farklı şekillerde yaklaşabilmektedir. Hastaya yaklaşım sırasında bunların burundan başlayan tek bir hava yolunun benzer rahatsızlıkları olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Konu hakkında Allergy dergisi Haziran 2006 sayısında yayınlanan bir makaleye aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Allergy Haziran 2006

06 Mayıs 2006

KRONİK SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİK SEÇİMİ

Kronik sinüzit ve nazal polip birlikteliğinde eskiden önerilen antibiyotiklerin aksine, amoksilin klavulonik asit, sefalosporinler ve makrolidler birincil olarak önerilmektedir.