29 Ocak 2006

SESİN KÖTÜ KULLANIMI VE SES FİZYOLOJİSİ ÜZERİNE ETKİSİ


Sesin yanlış ve kötü kullanımı ve bunların ses fizyolojisi üzerine etkisi konusunda hazıladığım bir sunumun pdf dökümanını size göndermemi isterseniz, lütfen yukarıdaki elektronik posta adresine adınız, soyadınız, mesleğiniz, yaşınız ve iletişim kurabileceğim telefon, e posta ve adres bilgilerinizi içeren bir e posta gönderin.
Saygılar. Dr. Hâldun OĞUZ

25 Ocak 2006

REFLÜ BELİRTİLERİ

Aşağıdaki şikayetlerden bir yada birden fazlasının varlığı, laringofaringeal reflü habercisi olabilir:
nSık boğaz temizleme
nBoğulacakmış gibi olma hissi
nKronik öksürük
nUykudan öksürerek uyanma
nYutkunma ve yutma güçlüğü
nBoğazda bir şey varmış hissi
nYoğun veya çok miktarda boğaz salgısı
nAğızda acılık veya ekşime hissi
nTekrarlayan boğaz infeksiyonları
nSeste kabalaşma, ses kalitesinin bozulması

LARİNGOFARİNGEAL REFLÜ İÇİN ÖNLEMLER

Optimum kilonun korunması
Karın bölgesini aşırı sıkan kıyafetlerden kaçınılmalı
Yemeklerden hemen sonra yatmaktan ve eğilmekten kaçınmak, yemeklerden hemen sonra ve yatmadan yaklaşık iki saat önce fiziksel egzersiz yapmaktan kaçınmak
Aspirin gibi ilaçlar kullanılmamalı
Stresten kaçınmalı
Karın solunumu tercih eidlmeli
Yatak başının yaklaşık 10-15 cm yükseltilmesi
Gece uyumadan yaklaşık üç saat önceden yemek yememek
Sık ve az hacimde öğünler
Kafein ve nikotinden uzak durma
Domates ve domates sosu içeren yiyecekler, acılı yiyecekler, ananas, sirke ve turunçgillerden uzak durma
Sakız, öksürük şurupları ve ağız gargaraları reflüyü arttırır
Çikolata, kuruyemişler, mentol ve alkollü içecekler alt özofagus sfinkteri bozar
Yağlı yiyecekler yememek
Tam yağlı süt yerine yağı azaltılmış veya yağsız süt ve süt ürünleri
Reflü ilaçları (doktorunuza danışarak)

17 Ocak 2006

REFLÜ VE LARİNKS


Yapılan çalışmalarda kişilerin % 10’unda hergün, % 30-50’sinde ise daha az sıklıkta yanma hissi ve regürjitasyon şikayetleri olmasına rağmen, gastroözefageal reflü (GER) hastalığının epidemiyolojisi ve doğal seyri tam olarak anlaşılamamıştır. Gastroenterologlar ve birçok KBB uzmanı, GER’deki klinik bulguların tipik gastrointestinal semptomlar olduğunu (özefagusta yanma hissi ve regürgitasyon gibi) düşünmektedir. Ancak bu bulguların KBB hastalarında farklı olabileceği, standart GER tanısal testlerinin yetersiz kalabileceği, intermitan ve okült (sessiz) gastroözefageal reflünün üst solunum ve sindirim sisteminde semptomlara ve komplikasyonlara yol açabileceği gözardı edilmemelidir.
Uzun yıllardır, KBB uzmanları gastroözefageal reflü için kullanılan tanısal testlerin çok başarılı olmadığını düşünerek, hastalarına tanı koymada bu testlerden çok klinik bulgulara güvenmişlerdir. Bu testlerin çoğunun spesifisitesi oldukça iyi olmakla birlikte, sensitivitesi oldukça kötüdür. GER tanısında en spesifik ve en duyarlı test, 24 saatlik pH monitorizasyonudur (pH-manometri, pH-metri) . GER’ye bağlı bazı bulgular gayet iyi tanımlanmıştır. Bunlar arasında vokal kord granülomu ve posterior larenjit (aritenoidler kırmızıdır ve interaritenoid mukoza kıvrımlı olarak izlenir) başta gelir, ancak yine de bu bilgiler arasında tutarsızlıklar vardır. Bazı klinisyenler, posterior larenjitin GER için patognomik olduğunu düşünürken, bazı araştırmacılara göre ise bu iki durum tamamen ilgisizdir.
Tanısal zorluklara rağmen, GER’nün üst solunum ve sindirim sistemindeki bazı durumlardan sorumlu yada bu durumlarla birlikte olduğu anlaşılmıştır (örneğin larinks ca ve subglottik stenoz) .

13 Ocak 2006

ACOUSTIC ANALYSIS FINDINGS IN OBJECTIVE LARYNGOPHARYNGEAL REFLUX PATIENTS

Oguz H, Tarhan E, Korkmaz M, Yilmaz U, Safak MA, Demirci M, Ozluoglu LN.
J Voice. 2006 Jan 6; [Epub ahead of print] PMID: 16406737
SUMMARY: Objective: The aim of this study was to identify the effects of objective laryngopharyngeal reflux (LPR) on the acoustic parameters of patients by comparing their voice samples with that of control subjects. Study Design: Prospective study in two tertiary reference hospitals. Methods: 48 consecutive patients with symptoms related to LPR and 64 control subjects were included in the study. Suspected LPR patients underwent a 24-hour ambulatory pH monitoring, and 25 (52%) of them were shown to have objective LPR. Acoustical evaluation results of objective LPR patients were compared with that of symptomatic LPR patients and control subjects. Results: All frequency perturbation values obtained from objective and symptomatic LPR patients were higher than the control subjects (P < 0.01). Mean fundamental frequency, amplitude perturbation measures, and noise-to-harmonics ratio were not significantly different between groups. Conclusion: LPR patients have significantly different frequency perturbation values than control subjects.

10 Ocak 2006