17 Ocak 2006

REFLÜ VE LARİNKS


Yapılan çalışmalarda kişilerin % 10’unda hergün, % 30-50’sinde ise daha az sıklıkta yanma hissi ve regürjitasyon şikayetleri olmasına rağmen, gastroözefageal reflü (GER) hastalığının epidemiyolojisi ve doğal seyri tam olarak anlaşılamamıştır. Gastroenterologlar ve birçok KBB uzmanı, GER’deki klinik bulguların tipik gastrointestinal semptomlar olduğunu (özefagusta yanma hissi ve regürgitasyon gibi) düşünmektedir. Ancak bu bulguların KBB hastalarında farklı olabileceği, standart GER tanısal testlerinin yetersiz kalabileceği, intermitan ve okült (sessiz) gastroözefageal reflünün üst solunum ve sindirim sisteminde semptomlara ve komplikasyonlara yol açabileceği gözardı edilmemelidir.
Uzun yıllardır, KBB uzmanları gastroözefageal reflü için kullanılan tanısal testlerin çok başarılı olmadığını düşünerek, hastalarına tanı koymada bu testlerden çok klinik bulgulara güvenmişlerdir. Bu testlerin çoğunun spesifisitesi oldukça iyi olmakla birlikte, sensitivitesi oldukça kötüdür. GER tanısında en spesifik ve en duyarlı test, 24 saatlik pH monitorizasyonudur (pH-manometri, pH-metri) . GER’ye bağlı bazı bulgular gayet iyi tanımlanmıştır. Bunlar arasında vokal kord granülomu ve posterior larenjit (aritenoidler kırmızıdır ve interaritenoid mukoza kıvrımlı olarak izlenir) başta gelir, ancak yine de bu bilgiler arasında tutarsızlıklar vardır. Bazı klinisyenler, posterior larenjitin GER için patognomik olduğunu düşünürken, bazı araştırmacılara göre ise bu iki durum tamamen ilgisizdir.
Tanısal zorluklara rağmen, GER’nün üst solunum ve sindirim sistemindeki bazı durumlardan sorumlu yada bu durumlarla birlikte olduğu anlaşılmıştır (örneğin larinks ca ve subglottik stenoz) .