31 Ekim 2006

ÖZGÜN DİL BOZUKLUĞU - III

Geç konuşma, özgün dil bozukluğu'nun habercisi olabilir! İki yaşından itibaren çocuklar pek çok farklı biçimlerde ihtiyaçlarını ifade edebilirler. Normal gelişen çocuklar, tüm sesleri doğru olarak çıkartamasalar da, kendilerini tam olarak ifade edebilmek ve iletişim kurabilmek için bir çok girişimde bulunurlar. Kimi zaman ebeveynlerini bıktıracak kadar çok soru sorarlar. Soru sormayan ya da isteklerini sözel olarak ifade etmeyen çocuklar, herhangi bir iletişim bozukluğuna sahip olabilirler. Özgün dil bozukluğu olan çocuklar, yaklaşık iki yaşına gelinceye kadar hiçbir kelime söylememiş olabilirler. Üç yaşında konuşabilirler ancak, konuşmaları anlaşılır değildir. Ses uyumuna ilişkin kuralları, yeni kelimeleri öğrenmekte ve iletişim kurmakta güçlük çekerler.
Özlem AKGÜN, Dil ve Konuşma Patoloğu

29 Ekim 2006

KUTLAMA


Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

28 Ekim 2006

ÖZGÜN DİL BOZUKLUĞU - II

Özgün dil bozukluğu olan çocuklar, konuşulan dili anlama ve üretmede yaşıtlarından geridirler. Özgün dil bozukluğu olan çocukların, konuşma seslerini üretmede, kendilerini sözel olarak ifade etmede ve başkalarının konuşmalarını anlamada problemleri vardır. Cümle içindeki sözcükleri anlama ve kullanmada güçlük yaşarlar. Bu çocuklar, ne söylendiğini anlıyor gibi gözükürler ancak çoğu zaman konunun ana temasını anlayamaz ya da sorulan soruya uygun olmayan cevaplar verirler. Tek tek kelimelerde konuşmaları anlaşılır olsa dahi kelimeleri bir araya getirerek cümle kurmakta başarısız olurlar. Bazı çocuklarda yalnızca alıcı ya da ifade edici dil becerilerinde problem görülürken, bazı çocuklarda her iki alanda da problem görülebilir.
Konuşmalarının en tipik özelliği yapım ve çekim eklerinin kullanılmayışıdır. Örneğin, çocuğa, resimdeki tavşanın kulağını gösterip "Bu tavşanın neresi?" diye sorulduğunda, "Tavşanın kulağı" ya da "Kulağı" demek yerine sadece "kulak" ya da "tavşan" diyebilir. Zaman kavramını anlamakta ve zaman bildiren kelimeleri kullanmakta zorlanabilirler. Örneğin "Ali'nin ablası gelmiş" cümlesinin yerine "Ali abla geldi"; "Dün Ayşelere gittik" cümlesinin yerine "Bugün Ayşe gitti" diyebilirler.  Yer-yön bildiren ekleri kullanmazlar. Örneğin "Kaşıklar çekmecenin içinde" cümlesini "Kaşık çekmece" şeklinde ifade edebilirler. "Benim, senin onların gibi aitlik bildiren kelimelerde karışıklık yaşayabilirler. Babasının saatini göstererek "Bu kimin saati?" diye sorulduğunda "Babamın" demek yerine "Baba" ya da "Baba saat" diyebilirler.   Konuşmalarında en sık gözlenen bir diğer problem de kelime bulma güçlükleridir. Bazı çocuklar günlük hayatta sık karşılaştıkları bazı objelerin isimlerini dahi hatırlamayabilirler. Daha önceden üzerinde konuşulmuş olan bir objeyi yeniden gösterdiğinizde "unuttum" ya da "bilmiyorum" diyebilirler. Kurdukları cümlelerin uzunlukları 3-4 kelimeyi geçmeyebilir. Cümle dizilişi hatalı ya da eksik olabilir. Örneğin; "Dayı geldi ev" gibi. Gramatik yapıdaki yetersizlikler çocukların konuşmalarının daha "bebeksi" ya da yaşından geri algılanmasına neden olur. Bazı çocuklarda eşlik eden sesletim hataları da olabilir. Bazı sesleri üretemeyebilir ya da kelime içinde farklı pozisyonlarda hedef sesin yerine başka bir ses kullanabilirler. Örneğin "balon" kelimesinde /b/ sesini doğru üretebilir ancak, "ayakkabı" yerine "ayakapı" diyebilirler. İşitsel algılama problemleri vardır. Bazı sesleri birbirinden ayırt edemeyebilirler.
Özlem AKGÜN, Dil ve Konuşma Patoloğu

20 Ekim 2006

ÖZGÜN DİL BOZUKLUĞU

Çocuğunuz 4-5 yaşına geldi ve hala konuşması başkaları tarafından anlaşılmıyor mu? İlk kelimelerini yaşıtlarından daha mı geç söyledi? Konuşması yaşıtlarından farklı ya da bebeksi mi? Dün, yarın, önce gibi zamana ilişkin kelimeleri karıştırıyor mu? Yeni kelimeleri öğrenmekte zorlanıyor mu? Kelimelerin sonlarında bulunan ekleri (ler, lar, cek, iyor, mış vs) atıyor ya da yanlış kullanıyor mu? Sorduğunuz sorulara alakasız cevaplar verdiği oluyor mu?

Özgün Dil Bozukluğu; işitme kaybı, zeka geriliği, nörolojik, motor ya da sosyal gelişim geriliği gibi belirgin herhangi bir problemin olmadığı bir tür dil bozukluğudur. Bu çocuklarda ilk olarak otizm, zeka geriliği, işitme kaybı gibi problemlerden şüphelenilmektedir. Ancak, Özgün Dil Bozukluğu olan çocuklarda herhangi bir gelişimsel soruna rastlanmamaktadır. Bu bozukluğun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik geçiş gösterdiği düşünülmektedir. Araştırmacılar, bu bozukluğa sahip olan çocukların %50-70'de aile üyelerinden en az birinde benzer konuşma problemlerinin görüldüğünü ortaya koymuştur.
Özlem AKGÜN, Dil ve Konuşma Patoloğu

12 Ekim 2006

OTITIS MEDIA VE ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİSİ

Otitis Media, çocukluk çağındaki kazanılmış işitme kayıplarının en sık nedenidir. Otitis mediaya ikincil olarak oluşan işitme kaybı ve bunun çocuk konuşma, dil ve akademik gelişimi üzerine etkisi hakkındaki bir sunumun yansılarını aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Bu çalışma, Pediatrik Kulak Burun Boğaz Derneği'nin 5 Ekim 2006 tarihindeki toplantısında sunulmuştur.

11 Ekim 2006

OLFAKTÖR NÖROBLASTOM

Olfaktör nöroblastom, nadir görülen malign bir nöroektodermal burun tümörüdür. Burun üst kısımında bulunan özelleşmiş nöroepitel hücrelerinden kaynaklanır. Her iki cinsiyette de eşit oranda görülür. İkinci ve altıncı dekatta sık olarak görülmektedir. Hastalığa ait belirtiler özgün olmadığından, sıklıkla geç tanı koyulur. En sık görülen belirti burun tıkanıklığıdır (%70). Diğer sık görülen belirtiler, burun kanaması (%50), ağrı, görme problemleri ve koku alma bozukluğudur. Olfaktör nöroblaston ile ilgili histolojik resimlere aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

06 Ekim 2006

ARTİKÜLASYON BOZUKLUĞU VE FONOLOJİK BOZUKLUK

Bir konuşma bozukluluğu olan artikülasyon (sesletim) bozukluğunda, ana dilin bağımsız veya birleşik sesleri doğru ve anlaşılır bir biçimde çıkarılamaz ya da çıkarılan sesler diğer kişilerin çıkardığı seslerden farklılık gösterir. Artikülasyon bozukluğunda dili öğrenmede değil sesleri üretmede bozukluk vardır.   Ses/hece ekleme ya da atlama, bir sesin yerine başka bir ses kullanma gibi artikülasyon hataları vardır. Fonolojik bozukluk ise; dildeki sembollerin kullanımında ve yorumlanmasındaki bozukluklardır. Burada dilin (lisan) sistemi öğrenilememiştir. Konuşma üretimine başlamadan önceki süreçlerde (dilin zihinsel işlemlenmesinde, programlanmasında, anlamı örgütleme, ifade etme yeteneği ve iletişimsel amaçlara uygun kullanma boyutunda) görülen sorunlardır.
Duygu EKİNCİ, Konuşma ve Dil Patoloğu

04 Ekim 2006

ULUSLARARASI KEKEMELİK GÜNÜ


Uluslararası Kekemelik Günü, kekemelik ile ilgili sorunlara dikkat çekmek amacıyla bu yıl 22 Ekim'de düzenleniyor. Konu ile ilgili bir de çevrimiçi toplantı hazırlanmış durumda. Bu toplantı ile ilgili belgelere aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
MNSU ISAD9

03 Ekim 2006

SERÖZ OTİTİS MEDİA VE ÇOCUK GELİŞİMİ

Seröz otitis media (orta kulakta su/sıvı toplanması), başta geçirilen orta kulak iltihapları (akut otitis media) olmak üzere, birçok değişik nedenle oluşabilir. Bu durum, çocukluk çağında en çok işitme kaybı yapan nedenlerden birisidir. Oluşan işitme kaybı iletim tipi ya da sensörinöral tipte olabilir. İşitme kaybının süresi ve derecesi, çocukla ilgili algısal diğer risk faktörleri ile birlikte, çocuğun dil ve konuşma geilişimi ve becerisini, ilerleyen yaşlarda ise okul başarısını etkileyebilir.

02 Ekim 2006

KONUŞMA AKICILIĞI BOZUKLUKLARI

Akıcılık bozuklukları, kekemelik (stuttering) ve takifemi (cluttering)'yi kapsar. Kekemelik, konuşma esnasında konuşmanın akıcılığını bozan tekrarlar, bloklar (tutulmalar), uzatmalar, ugun olmayan yerde durmalar, duraklamalar, eklemelerle karakterize konuşma bozukluğudur.   Takifemi ise konuşma anlaşılırlığını olumsuz yönde etkileyecek biçimde konuşma hızının çok fazla olması, konuşma temposunun bozuk olması ve yanlış sesletimle karakterizedir.
Duygu EKİNCİ, Konuşma ve Dil Patoloğu

01 Ekim 2006

YUTMA BOZUKLUĞU (DİSFAJİ)

Disfaji, beyin sapı veya kafa sinirlerinde oluşan hasar sonucu yutma işlemi sırasında yiyeceğin ağız boşluğundan mideye geçişinde gecikme, engellenme, istenildiği biçimde gerçekleşmeme, yiyeceğin burun boşluğuna, larinks veya trakeaya kaçması (aspirasyon/penetrasyon), vallekula veya piriform sinüslerde göllenme gibi belirti veya bulgulardan herhangi birinin gözlenmesi durumudur.
Duygu EKİNCİ, Konuşma ve Dil Patoloğu