28 Aralık 2006

KRONİK OTİT VE TAD DUYUSU

Otology Neurotology dergisi Ocak 2007 sayısında yer alan bir makaleye göre kronik otitis media ve kolesteatom, tad fonksiyonlarını negatif yönde etkilemektedir.
ONO 0107

21 Aralık 2006

SES PROFESYONELLERİNDE AKUT SES PROBLEMLERİ

Ses profesyonellerindeki problemlere yaklaşımdaki ilk adım, kişinin detaylı bir sağlık ve ses kullanımı hikayesinin alınmasıdır. Genellikle ses sanatçısı kolaylıkla problemin ne olduğunu tanımlayabilir, ama bazı durumlarda, şikayetlerin ne olduğu ve şikayete neden olan durumlar çok da açık bir şekilde ortaya konamayabilir. Bazen, performans tedirginliği, hasta olmaya bağlı gerginlikle birleşince, ses sanatçısı sorunlarını çok açık olarak paylaşmak istemeyebilir. Sanatçının ses doktoru ve ses koçu ile olan içten ilişkisi, ve onların sanatçıyı her yönüyle tanıyor olmaları çoğunlukla bu sorunu aşmak için en önemli yardımcı olacaktır.

Ses profesyonellerinin akut ya da kronik ses problemlerini aşmaya çalışırken en büyük yardımcılarımızdan birisi, bu önemli gruba özel hazırlanan hasta bilgi formlarıdır. Bizim şu anda bu hasta grubu için kullandığımız form, Prof.Dr. Sataloff tarafından oluşturulan 'Profesyonel Ses Kullanıcıları için Hasta Hikaye Formu'nun bir modifikasyonudur. Yedi sayfadan oluşan bu form, hastayla ilgili genel bilgilerin yanı sıra ; ses problemi ile ilgili detayları, kişinin ses eğitimi geçmişi ile ilgili bilgileri, ses kullanım sıklığı ve kalitesini, ses ısınma egzersizlerini, genel sağlık bilgilerini, kişisel alışkanlıklarını, sağlıkla ilgili kişisel ve aile geçmişinin detaylı incelemesini ve maruz kaldığı ses risklerini içermektedir.

Ses problemi kısa süredir var ise, yakın dönemdeki bir ses eğitmeni değişikliği, ya da repertuara yeni katılan bir şarkı problemin nedeni olabilir. Ses probleminin yanı sıra bulunan diğer belirtiler de çok dikkatle incelenmelidir. Örneğin, akut larenjiti olan bir hastada burunda salgı artışı, baş ağrısı, kas ağrıları ve halsizlik olması dikkate alınmalıdır. Ses problemi nedeniyle ses doktoruna gelen bir sanatçı, kendisine farenjit, bulantı, kusma, ishal ile ilgili sorular sorulmasını anlamsız bulabilir. Bu tür durumların sesin etkin olarak çıkması için gereken postürü sağlayan kas iskelet sistemi için ne kadar önemli olduğu düşünülürse bu soruların da anlamlılığı ortaya çıkar.

Mide içeriğinin ses oluşturan mekanizmalarla direkt teması anlamına gelen laringofaringeal reflüye özellikle önem gösterilmelidir. Toplumda yaygın olan kanı, reflünün ağıza acı su gelmesinden ibaret olduğu şeklinde olmakla birlikte, sessiz reflü aslında çoğu bireyi etkilemektedir. Bu durum, özellikle sık acılı yiyecekler tüketen ve domates bazlı soslar kullananlarda daha çok karşımıza çıkmaktadır. Reflü tanısının konması, hastaya herhangi bir zorluk getirmeksizin, rutin ses değerlendirme ekipmanları ile (videolaringoskopi) yapılabilmektedir. Reflünün ses kalitesi üzerine olan etkisi, yaptığımız klinik çalışmalar ile de objektif olarak ortaya konmuştur (H Oğuz, et al. Journal of Voice, in press). Reflünün birçok belirtisi olmakla birlikte, ses profesyonellerine özgün olarak gördüğümüz belirtiler sabahları daha belirgin olan ses kısıklığı ve ses ısıtma süresinin uzamasıdır.

Birçok endokrin problem, başta mensturasyon period anomalileri ve gebelik olmak üzere, kişinin ses performansını etkileyebilir. Oral kontraseptiflerin (Gebelik önleyici ilaçlar) ses üzerine olan etkisi de uzun yıllardır bilinmektedir. Progesteron içeriği yüksek olan preparatların kadın sesinde erkeksi bir derinleşmeye yol açtığı bildirilmiştir. Günümüzde kullanılan oral kontraseptiflerde östrojen ve progesteron oranları çok dengeli olsa da, hala %5 kadar kullanıcıda ses problemleri rapor edilmektedir. Bu nedenle, kadın sanatçılarda bu durum göz ardı edilmemelidir. Benzer şekilde, hemen her ilacın ses üzerine etkisi olmasına rağmen, belirli bazı grup ilaçlar ses üzerine çok daha etkilidir. Örneğin hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaç türleri salgıları koyulaştırıcı ya da kurutucu etki gösterebilir, ya da kronik kuru öksürüğe neden olabilir. Tekrarlayan öksürük yada yetersiz salgı nedeniyle ses tellerinin maruz kaldığı travma ses tellerinde tedaviye rezistan bir ödem oluşmasına yol açabilir.

Op. Dr. Haldun OĞUZ - Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı
Psik. Duygu EKİNCİ - Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı

19 Aralık 2006

ŞOV DEVAM ETMELİ, AMA NASIL?

Gösteriye saatler kalmış ama şarkıcımız hasta! Tamam, şov devam etmeli, ama şarkıcımız ne olacak? Bu akşam sahne almalı mı, almamalı mı? Bugün söylemesinin gelecekteki profesyonel yaşamı için uygun bir karar olup olmadığına kim, nasıl karar verebilir? Eğer bugün sahneye çıkarsa sesi istediği gibi çıkacak mı? Bu sorular çok sık olmasa da, ses sanatçılarının, ses koçlarının ve ses doktorlarının kafasını kurcalar.

Ses sanatçılarında görülen acil problemlerin çözümünde ilk basamak, üst solunum sistemi ve ses oluşturan mekanizmaların anatomi ve fizyolojisinin gözden geçirilmesidir. Değerlendirme süreci, sorunun anlaşılması, ses kullanımının detaylı olarak incelenmesi ve ses profesyonelinin rutin günlük aktivitelerine dönebilmesi için gerekenlerin planlanması ile devam eder.
Op. Dr. Haldun OĞUZ - Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı
Psik. Duygu EKİNCİ - Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı
 

10 Aralık 2006

LATEKS ALLERJİSİNDE DUYARLILIĞIN AZALTILMASI

Pediatric Allergy & Immunology Dergisinin Aralık 2006 sayısında yayınlanan bir makalede, çok sayıda cerrahi geçirme hikayesi bulunan lateks allerjik çocuklarda duyarlılığın tekrarlayan defalar lateks ekstraktı (ALK Abellò) uygulanarak azltıldığı bildirilmektedir. Makalenin özetine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
--
Dr. Hâldun OĞUZ
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı
drhoguz@gmail.com