Neredeyse her birey hayatının belirli bir döneminde boynunda
bir şişlik fark etmiştir. Bunların bir kısmı çok sıradan hastalıkların bir
göstergesi olabilir iken, bazıları ise çok önemli ve üzerinde hemen
yoğunlaşılması gereken bir rahatsızlığın belirtisi olabilir.
Değişik yaş gruplarında boyun bölgesinde şişlik yapan ya da
diğer bir deyişle kitleye yol açan hastalıkların oransal olarak dağılımında
farklılıklar görülür.
Çocukluk çağında boyun şişliklerine çok sık rastlanır. Bu
şişlikler boyunda orta hatta ya da yanlarda, alt çene kemiğinin hemen altında,
kulağın önünde ya da arkasında, bir ya da birden fazla sayıda olabilir.
Çocukluk çağında görülen şişliklerin en sık nedeni inflamasyon yani
iltihaplanma ile giden başta üst solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere
bağışıklık sistemi ya da üst solunum ve sindirim sistemi ile ilişkili değişik
hastalıktır.
Çocukluk çağında, anne karnında gelişimin belirli bir
aşamasında bazı dokuların gelişmesinin duraklaması ya da yanlış şekilde
gelişmesi sonucu oluşan hastalıklar da boyunda şişlikler ya da kitle ile
kendisini belli edebilir. Bu tür gelişimsel problemler sadece çocukluk çağında
görülmemekle birlikte, en sık görüldüğü yaş grubu çocukluk çağıdır. Gelişimsel
patolojiler, boyut olarak milimetrik bir kitleden nerede ise tüm boyunu
kaplayacak kadar büyük düzeye ulaşabilir. En sık görülen gelişimsel patolojiler
arasında tiroid bezi gelişimi ile ilişkili tiroglossal kanal kisti, baş boyun
ve göğüs bölgesi yapılarının gelişimi ile ilişkili brankial anormallikler,
bağışıklık sistemi ve akkan yapıları ile ilişkili lenfanjiyomlar gibi çok
değişik örnekler sayılabilir.
Genç erişkin çağda en sık görülen boyun kitleleri de aynen
çocukluk çağında olduğu gibi enfeksiyonlara bağlı bağışıklık sisteminin bir
parçası olan lenf nodu adı verilen yapıların büyümesinden (bu duruma
lenfadenopati adı verilir) kaynaklanır. Lenfadenopati, aynada bireyin
kendisinin ya da bir yakınının fark ettiği bir boyun şişliği şeklinde, veya
yutkunurken ağrı, el ile dokunulduğunda acıma, bulunduğu bölgede kızarıklık ve
ısı artışı, lenf nodunun üzerindeki cilde akıntı olması ya da genel olarak
bireyin vücut ısısının artması ve halsizlik gibi şikayetlere yol açabilir. Lenf
nodu büyümesi günlük hayatta sık karşılaşılan bir viral enfeksiyona ikincil
olabileceği gibi, daha ciddi örneğin tüberküloz gibi vücudun diğer bölgelerini
de etkileyen daha özgün bir enfeksiyonun ilk belirtilerinden de olabilir.
İleri yaşlardaki erişkinlerde yine iyi huylu şişlikler kötü
huylu olanlara göre çok daha sık olarak görülür, ancak oransal olarak kötü
huylu nedenlere bağlı boyun şişlikleri diğer yaş gruplarından fazladır. Ağız
çevresinde yerleşmiş tükürük bezlerine ait patolojiler (taş, tükürük bezinin
büyümesi, tükürük bezi dokusundan kaynaklanan iyi ya da kötü huylu tümöral hastalıklar
gibi) de baş ve boyun bölgesinde şişlikle ortaya çıkabilir.
Doktora ne zaman başvurulmalıdır? Tanı nasıl koyulur?
Baş ve boyun bölgesinde şişlik fark eden her yaşta birey
öncelikle bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları – Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı’na
başvurmalıdır. Kulak Burun Boğaz Uzmanı
yapacağı kapsamlı kulak, burun, boğaz ve tam bir baş boyun muayenesinin
ardından (bu muayene hastanın gereksinimleri doğrultusunda genellikle geniz,
yutak, gırtlak ve yemek borusu girişinin endoksopik olarak muayenesini de
kapsar) gerekli bilgileri hastaya verecektir. Enfeksiyöz, inflamatuar bir
rahatsızlık düşünülen hastaların ilaç tedavisine başlanması ve takibe alınması
yeterli olabilir. Bazı hastalarda herhangi bir tedaviye başlanmadan önce
ayırıcı tanı yapılması, patolojinin nesnel olarak daha iyi ortaya koyulması
gibi nedenlerle değişik radyolojik incelemeler (ultrasonografi, bilgisayarlı
tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme gibi) gerekli olabilir. Bazı
hastalar için nükleer tıp yöntemleri (sintigrafi gibi) ya da dokunun patolojik
incelemesi için örnek alınması (ince iğne aspirasyon biyopsisi ya da dokudan
doğrudan parça alınarak) gerekebilir.
Boyun kitlelerin tedavisinde cerrahinin yeri nedir? Ne zaman
ameliyata ihtiyaç duyulur?
Yukarıda da arz ettiğim üzere, baş boyun kitlelerinin çok
büyük bir çoğunluğu enfeksiyonlara ya da diğer iltihaplanma durumlarına ikincil
olarak oluşur. Bu tür kitlelerin medikal yani ilaçlar kullanılarak tedavisi
genellikle çok başarılıdır. Doğru ilaçların uygun süre ve dozda kullanılması
bir gerekliliktir. Ancak, ilaç tedavisinden fayda görmeyen enfeksiyöz –
inflamatuar hastalıklar ile baş boyun bölgesinde yer alan yapıların iyi ya da
kötü tümöral hastalıkları gibi birincil tedavisi cerrahi olan durumlarda
cerrahi tedavi çok başarılı olarak uygulanabilen bir seçenektir. Cerrahi tedavi
sayesinde çıkarılan örnekler patolojik olarak da incelenebilir ve hastanın
ihtiyaç duyabileceği diğer tedavi yöntemlerinin (radyoterapi ya da kemoterapi
gibi) planlaması yapılabilir.
KISACA...
·
Baş ve boyun bölgesine ait şişlikler her yaş
grubunda görülebilir.
·
Hastaların bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
uzmanı tarafından detaylı olarak değerlendirmesi uygun olacaktır.
·
Tedavi yöntemleri olarak genellikle ilaç
tedavileri, gereken hastalarda ise cerrahi tedaviler kullanılmaktadır.
Prof.Dr.
Hâldun OĞUZ
www.haldunoguz.com