Posterior krikoid bölge vasküler anatomisi üzerine gözlemler
Hoff ve Koltai (Pediatrik Otolaringoloji, Chicago, Illinois)
postkrikoid bölgede, hemanjiom görülme sıklığından çok daha fazla oranda bir
şişlik tespit etmişler. Bu şişliğin belirli bir oranda mavi-eflatun renk
değişikliği bulunduğu da görülmüş.
Bu şişliğin özellikle yenidoğanın ağlaması sırasında ekspiratuar fazda
belirgin olduğu gözlenmiş.
1854 yılında iki Fransız anatomist Bourgery ve Jacob tarafından
postkrikoid alandaki vaskuler ağ uygun bir şekilde gösterilmiş. Bu venöz ağın
fetal diseksiyonlarda erişkinlere göre daha sıklıkla görüldüğü ifade edilmiş.
Bu çalışmada yenidoğanlara ve çocuklara ofiste yapılan fiberoptik
laringoskopi sırasında bu yastığın varlığının tutarlı bir şekilde görülüp
görülmediği, bulunduğunda hangi oranda vaskuler bir renk değişikliği içerdiği
ve daha küçük çocuklarda daha sık olup olmadığı sorularına yanıt aranmış.
Yöntem:
125 adet, doğumdan 17 yaşa kadar değişen çocuğa ait fleksible fiberoptik
laringoskopi (FFL) videosu incelenmiş. Postkrikoid alandaki
konjesyon/dolgunluk, küçük, orta veya büyük olarak değerlendirilmiş. Vasküler
renk değişiklikleri ise yok, transisyonel ve belirgin şeklinde
sınıflandırılmış. Anatomi literatüründe fetus ve yenidoğanlarda daha büyük
olduğu bildirildiğinden, yastığı görme ihtimalinin görmeme ihtimalinden daha
çok olduğu yaş sınırı regresyon analizi ile tespit edilmiş. Anatomi, radyoloji
ve KBB literatürü taranmış.
Sonuçlar:
FFL ile değerlendirilen hastaların yaşları 3 ay ile 17 yıl arasında
(ortalama 4,6; median 2,3 yaş) değişiyormuş. Hastanın şikayeti ya da son tanısı
ile postkrikoid yastığın varlığı arasında bir bağlantı yokmuş.
%61 olguda yastığın bulunduğu belirlenmiş. %8’inde büyük, %28’inde
orta boy, %25’inde ise küçük boyutta imiş.
%75 olguda vaskuler renklenme yokmuş. %4 olguda belirgin mor renk
görülürken, %21 olguda geçiş şeklinde hafif bir renklenme mevcut imiş. Yastığı
görme ihtimalinin görmeme ihtimalinden daha çok olduğu yaş sınırı regresyon
analizi ile 24 ay olarak tespit edilmiş.
Anatomi Literatürü:
Literatüre göz atıldığında, 1871 yılında Luschka’nın faringolaringeal
pleksus adı ile iki bölümlü bir pleksus tanımladığı görülmektedir. Bu pleksusun
ventral bölümü krikoid kıkırdağın dorsal yüzünde iken, dorsal bölümü ise
posterior faringeal duvarda yer almaktadır. Diğer çalışmalar, örneğin 1942’deki
Baston’un çalışması, postkrikoid bölümün daha superiorda yer aldığını
göstermiştir. 1951 tarihli Butler’ın çalışması ise postkrikoid pleksusun iki
longitudinal kitleden oluştuğunu, aralarında 2-6 mm.lik bir boşluk bulunduğunu,
piriform sinüslere ise uzanmadığını ifade etmektedir. Daha sonra, Ramaekers,
faringoözefageal geçiş bölgesindeki venöz pleksusun oryantasyonunun yutma
sırasında bolusun özefagusa kolay geçişi için rijidite sağladığını ifade
etmiştir. Fetus döneminde pleksus yaygın, çok sayıda fenestra içeren bir venöz
labirent şeklinde iken, erişkinde ince longitudinal paralel venler şeklindedir.
Radyoloji Literatürü:
Pitman ve Fraser’ın baryumlu yutma çalışmasında disfajili olguların
%86’sında, normal olguların ise %90’ında “postkrikoid impresyon”
belirlenmiştir.
Schmalfuss’un çalışmasında BT ile %87 oranında, MRG ile %78 oranında
postkrikoid bölge mukozasında tutulum artışı belirlenmiştir.
Kulak Burun Boğaz ve Endoskopi Literatürü:
Postkrikoid bölge vasküler yapıları ile ilgili yayınlar, genellikle
olgu sunumu veya küçük olgu grupları şeklinde ve “hemanjiom” ya da “vaskuler
malformasyon” tanısına yöneliktir.
Yorumlar:
I.
Postkrikoid bölgede, özellikle bebeğin ağlaması
sırasında ekspiratuar fazda belirgin olan, bir döngüsel konjesyon mevcuttur.
II.
Postkrikoid yastık, yenidoğan döneminde daha
belirgindir, daha büyük çocuklarda ya daha az dikkat çekicidir ya da hiç
belirgin değildir.
III.
Postkrikoid yastıkta sık olmasa da düzenli
şekilde vaskuler renklenme görülür.
IV.
Postkrikoid yastık bölgesine denk düşen alanda
iyi tanımlanmış bir venöz ağ mevcuttur.
V.
Büyüme ve olgunlaşma ile bu ağ oransal olarak
küçülür.
VI.
Postkrikoid bölgenin vaskuler anomalileri
nadirdir.
VII.
Postkrikoid bölgenin vaskuler anomalileri ile
birlikte en sık görülen belirtiler stridor ve yutma güçlüğüdür.
VIII.
Yastık, krikoid kıkırdağın posterior laminası
seviyesinde, posteriora ve posterolaterale doğru genişler. Genellikle ovoid
şekilli olmakla birlikte; bazen ortada bir rafesi mevcuttur ve bilobedir.
IX.
Üç fonksiyonu olduğu düşünülmektedir:
i.
Aspirasyonun önlenmesi
ii.
Regürjitasyondan korunma
iii.
Ağlama sırasında aerofajinin önlenmesi.
Makale metnine ve makele ile birlikte sunulan fiberoptik muayene
videolarınaaşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Doç.Dr. Haldun OĞUZ
0 533 823 87 34
0 553 251 09 82