22 Mayıs 2014

İşitme Kayıpları


İşitme Kayıpları konusunda hazırladığım güncel notlara aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Saygılarımla.
Prof.Dr. Haldun OĞUZ

06 Mayıs 2014

Enjeksiyon Laringoplasti: Tirohyoid Teknik


Krikotiroid ve tirohyoid yaklaşımların karşılaştırılması
Woo ve arkadaşlarının çalışmalarında belirttiklerine göre krikotiroid (CT) yöntemin benimsenme nedeni iğnede daha az ölü boşluk kalması ve enjeksiyon bölgesinden kaçak olmamasıdır. Ancak, iğne ucunun yöneliminin vokal folda paralel değil oblik olduğu ifade edilmektedir. Tirohyoid (TH) yaklaşımın iğnenin derinliğinin saptanması ve yerleşiminin kontrolü için daha uygun olduğu ifade edilmektedir.
64 olguyu içeren seride CT ya da TH enjeksiyonlar 25 gauge, 11 cm uzunlukta iğneler ile yapılmıştır. TH uygulama sonuçlarının objektif ve subjektif verilere göre istatiksel olarak daha iyi olduğu, tekniğin de kendilerince daha uygun olduğu ifade edilmektedir. Komplikasyon olarak TH grupta iki olguda enjeksiyon noktasında kanama, CT grupta ise bir olguda augmente edilen vokal folda hematom oluştuğu bildirilmektedir. Her iki grupta da majör bir komplikasyon görülmemiştir.  
Yazarlar eğimli iğneyi düz iğneye göre daha güvenli bulduklarını, eğdikleri iğneyi tiroid çentiğe yerleştirerek çalıştıklarını, bunun da hastanın yutkunması sırasında güvenlik sağladığını ifade etmektedir.
Makaleye ulaşmak için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz:

Prof.Dr. Haldun OĞUZ

05 Mayıs 2014

Enjeksiyon Laringoplasti: Krikotiroid Teknik



Oturur pozisyonda krikotiroid boşluk yoluyla transkutanöz enjeksiyon laringoplasti tekniği: anatomik bilgiler ve teknik
Transnazal fiberoptik laringoskopi yardımıyla krikotiroid boşluk yoluyla transkutanöz enjeksiyon laringoplasti, oturur ya da semi-Fowler pozisyonda yapılabilir. Diğer enjeksiyon laringoplasti alternatiflerine göre nispeten daha ağrısızdır, daha kolay tolere edilir, iğnenin ulaştığı noktadan daha az boşa akıntıya neden olur.
Jin ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada 14 tek taraflı vokal fold paralizili olgunun tomografi görüntüleri üzerinde çalışılarak uygulamaya kolaylık sağlayacak uzaklıklar ve açılar hesaplanmıştır. İğne giriş noktası olarak tiroid kartilaj alt sınırında orta hattın 7 mm laterali, iğnenin hedefi olarak ise vokal fold posterior 1/3’ü alınmıştır. Enjeksiyonlar rutin uygulamada genelde orta hattın 7-10 mm lateralinden yapılmaktadır.
Enjeksiyon için 26 G – 1,5 inch boyutlarında iğne kullanılmıştır. İğnelerin ucundan 2 cm.lik uzunluk açılandırılmıştır. Enjeksiyon, trakea içerisine intraluminal penetrasyon olmaksızın, doğrudan paraglottik boşluğa yapılmaktadır. Video görüntüde iğne ucunun doğru pozisyonda olduğu anlaşıldığında madde yavaşça enjekte edilmektedir. Giriş noktası ile hedef nokta arasındaki ortalama uzaklık erkeklerde 15,75 mm, kadınlarda 13,91 mm olarak bulunmuştur. Horizontal planla enjeksiyon yönü arasında oluşan açı erkek ve kadınlarda yaklaşık 47,50 olarak belirlenmiştir. Vertikal planda hedef nokta ile giriş arasında oluşan horizontal açı erkelerde 10,50, kadınlarda 12,70 olarak bulunmuştur. Enjekte edilen miktar erkeklerde 0,61 ml, kadınlarda 0,54 ml olmuştur. Yazarlar, oturur pozisyonu semi-Fowler pozisyona tercih etmektedir.
Makaleye ulaşmak için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz:

Prof.Dr. Haldun OĞUZ

01 Mayıs 2014

Yutma Güçlüğü Nedenlerinden Biri: Osteofit


Anterior servikal osteofitler, servikal omurganın dejenerasyonuna veya DISH’e (diffuse idiopatihc skeletal hyperostosis – Forestier hastalığı) bağlı oluşabilir. DISH hastalığında en az dört ardışık omurganın anterolateral bölgesinde ossifikasyon görülür. Oluşan osteofitler büyükse hastalarda disfaji (yutma güçlüğü) ya da dispne (solunum sıkıntısı) görülebilir. Boyun ağrısı ve boyunda hareket kısıtlılıkları da oluşabilir. Ses kısıklığı ve boğazda yabancı cisim hissi oluşabilecek diğer belirtilerdir. 40 yaşın üzerindeki bireylerin ortalama %3’ünde DISH olduğu ve bu hastaların ortalama %3’ünde yutma güçlüğü gelişebileceği tahmin edilmektedir.

DISH’e neden olan faktörler tam olarak bilinmemektedir. Aşırı mekanik stres, hiperlipidemi, insülin ve insülin benzeri büyüme faktörü-1’in potansiyel nedenler olduğu bildirilmektedir.

Servikal osteofitlere ikincil yutma güçlüğü tedavisinde öncelik konservatif yöntemlerdedir: diyet modifikasyonları, yutma terapileri, steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar, gibi. Bu tedavilerden fayda görmeyen hastalara cerrahi tedavi uygulanır.

Hwang, Chough ve Joo’nun konu hakkındaki makalesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
doi: 10.14245/kjs.2013.10.3.200