26 Aralık 2011

Çocuklarda ses problemleri

Çocukluk çağı ses problemlerinin değişik çalışmalarda % 4 - 30 oranında görüldüğü ifade edilmektedir. 2000 adet çocuk ve ailesi ile yapılan yeni bir çalışmaya göre 4-12 yaş arasında ses problemleri, ailelere göre %6 oranında mevcut iken, klinisyen değerlendirmeleri ile oranın %11 olduğu belirlenmiştir. Bu yaş grubundaki çocuklarda en sık görülen ses problemleri olarak sırasıyla nodül, mukozal kalınlaşma ve ödem/konjesyon tespit edilmiştir.

http://www.scielo.br/pdf/bjorl/v77n6/en_v77n6a10.pdf

Öğretmenlerde Ses Sorunları

Brezilya’da yapılan bir çalışmaya göre, öğretmenlerin son iki hafta içerisinde ses bozuklukları nedeniyle okula gidememe oranı %3,4 olarak rapor edilmiştir.

http://www.springerlink.com/content/y36645j635u00042/

20 Aralık 2011

Ses Hijyeni

Ses hijyeni, tıpkı ağız hijyeninde olduğu gibi, kişisel olarak takip etmemiz ve günlük hayatta uymamız gereken bir davranışlar topluluğudur. Bazı şeyleri yaparak ve bazı şeyleri yapmayarak sesimizin daha sağlıklı olmasını, daha az ses problemi ile karşılaşmayı ve bu problemler oluştuğunda onlardan en kısa sürede kurtulmayı sağlayabiliriz.

Ses Hijyeni ile ilgili bazı önemli noktalar

I.                 Düzenli Ses Egzersizi Yapın

Profesyonel ses kullanıcısının ses egzersizlerinden elde edeceği faydayı, bir sporcunun başarılı olmak için düzenli olarak yaptığı fiziksel egzersizlere benzetebiliriz. Düzenli ses egzersizleri sayesinde solunum desteği artar, ses perde esnekliği optimum hale gelir ve sesinizin rezonans kalitesi istenen seviyede olur.

II.               Düzenli Fizik Egzersiz Yapın

Sesimiz, fiziksel ve ruhsal olarak bizi yansıtan tüm parçaların bir bütünüdür. Bir yakınımızın herhangi bir rahatsızlığı olduğunda bunu onunla telefonda konuşurken dahi anlayabiliriz. Fiziksel ve ruhsal olarak iyilik halimiz mutlaka sesimizde hissedilir. Fizik egzersiz ile en aza indirilebilen postür bozuklukları ve strese bağlı problemlerin ses üzerine etkisi çok çok fazladır.

III.              Yeterli Sıvı Alın

Ses tellerimizin sorunsuz olarak çalışması ile ilgili en önemli faktörlerden birisi yeterli sıvı alımıdır. Bireylere ve sağlık durumlarına göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama olarak bir günde tüketilen 2 litre su ses hijyeni için bir olmazsa olmazdır. Ses tellerinin nemlenmesinin sağlanması ve ses tellerinin iyi çalışması gereken hava basıncının azaltılması için su en ideal sıvıdır. Kafein içeren içeceklerin sık ve çok tüketilmesi, sıvı ihtiyacının karşılanmasının aksine, su alımı ihtiyacını arttıran faktörlerdir. Sıcak hava ya da klimalı kuru ortam gibi çevreye ait değişkenler de ihtiyaç duyulan sıvıyı belirlerken dikkate alınmalıdır. 

IV.             Sigaradan ve Diğer Tütün Ürünlerinden Uzak Durun

Sigara dudaklardan başlayarak akciğerlere kadar uzanan tüm ses yolundaki salgıları kurutur, tahrişi kolaylaştırır ve kronik bir iltihaba yatkınlığa yol açar.  Bu durum da ilk olarak ses kısıklığı ya da seste kabalaşma ile hissedilmeye başlanan genel bir ses kalitesi bozukluğuna kadar devam edebilir.  Tütün maddelerinin uzun süreli kullanımının tüm ses yolunda kansere yol açabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır.

V.               Bazı Pratik Öneriler

Aşağıda yer alan kısa önerilere dikkat edilmesi sesinizi olumlu yönde etkileyecektir:

Uykunuzun düzenli olması sesinizi olumlu yönde etkiler.

Gece yatarken yiyip içmemek reflüyü azaltarak ses kalitenizi korur.

Üst solunum yolu enfeksiyonlarının erken tedavisi sesinizin bozulmamasını sağlar.

Başta hormonlar olmak üzere birçok ilaç sesiniz üzerine etkilidir, gereksiz ilaç kullanmaktan kaçının.

07 Ağustos 2011

Ses sağlığı üzerine ilaçların etkisi

Bazı ilaçlar, ses kıvrımlarını susuz bırakarak, aşırı su tutmasına neden olarak ya da kanamaya yatkınlık oluşturarak ses sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu ilaçlara örnek olarak aşağıdakiler sayılabilir:

  • Antihistaminikler (Alerji ilaçları)
  • Antikoagülanlar (Kanı sulandıran ilaçlar)
  • Aspirin
  • Antitusifler (Öksürük şurupları)
  • Antihipertansifler
  • Diüretikler
  • Antidepresanlar
  • Antikolinerjikler (Astım ilaçları)
  • Vitaminler (özellikle günde 5 g’dan fazla kullanılan vitamin C)
  • Kas Gevşeticiler
  • Doğum kontrol ilaçları, Uygunsuz kullanılan Hormonlar (Menapoz sonrası ilaçlar ve tiroid hormonları gibi)
  • Bitkisel ilaçlar

20 Mayıs 2011

Parkinson hastalığı ve ses kısıklığı

Parkinson hastalığındaki disfoni, gürlükte azalma ve perdenin monotonlaşması ile karakterizedir. Parkinson hastaları ile yapılan bir çalışmada, %89 hastada larengeal disfonksiyon bulguları; %15 hastada seste solukluluk; %29 hastada seste kabalaşma; %45 hastada ses kısıklığı ve %13,5 hastada seste titreme saptanmıştır. Karakteristik
tek perdeli ses tonunun nedeni intrensek ve ekstrensek larengeal kaslardaki rijidite ve hareket yeteneğinde azalmadır.

Myastenia gravis ve ses bozuklukları

Myastenia gravis çizgili kaslarda güçsüzlük ve bitkinlik ile seyreden nöromüsküler bir hastalıktır. Klinik özellikleri 20. yüzyıl başlarında belirlenmiş olmasına karşın hastalığın mekanizması (otoimmün nedenlerle sinir kas bileşkesinde asetilkolin reseptörlerindeki azalma) çok sonraları açığa konabilmiştir. Larinks muayenesi normal iken sesin soluklu olması ve gürlüğünün yeterli olmaması durumlarında ayırıcı tanıda myastenia gravis de düşünülmelidir.

11 Mayıs 2011

Spazmodik Disfoni

Spazmodik disfoni, konuşma sırasında gerçek ve yalancı ses kıvrımlarının aşırı yaklaşmasından kaynaklanan ses kıvrımları titreşimlerinin kesilmesinin yol açtığı, ses kesilmeleri veya duraklamalar olarak tanımlanabilir. Ses hasta tarafından güçlükle oluşturulur. Ortaya çıkan ses boğuk, kısık ve eforludur. İlerlemiş olgularda ses çok yetersiz, konuşanı ve dinleyeni rahatsız edici düzeyde olabilir. Bu durum kişinin yaşam kalitesini etkileyerek; ciddi sosyal, mesleki ve psikiyatrik rahatsızlıklara yol açabilir.